Özgeçmiş    I    Basında Biz    I    Yayınlar    I    Yanlış Bilinenler
Anasayfa   I   İletişim

Prof. Dr. Şükrü BAYRAKTAR

Göz Hastalıkları Uzmanı
Glokom ve Katarakt Cerrahisi






Prof. Dr. Zerrin BAYRAKTAR

Göz Hastalıkları Uzmanı
Retina Hastalıkları ve Cerrahisi






Bağdat cad. Cemal Bey Apt.
No. 393/1 Kat.2 D.17 Şaşkınbakkal
Suadiye / İstanbul
Tel. 0216 358 25 01
E-mail. [email protected]

 
     
             
     


Göz tansiyonu nedir?

Bu soruya yanıt verirken gözümüzün yapısını ve işlevlerini irdelemek gereklidir. Gözümüzün ön kısmında “kornea” ve “göz merceği” isimli iki önemli doku bulunur; keskin ve net bir görüş için ışığın bu dokulardan hiç kayba uğramadan geçmesi gereklidir, bu nedenle bu dokularda kan damarları bulunmaz. Ancak bu dokulardaki hücreler de yaşamlarını sürdürmek için vücudumuzdaki diğer hücreler gibi oksijen ve besin maddelerine ihtiyaç duyarlar ayrıca atık maddelerin de ortamdan uzaklaştırılması gerekir; işte diğer dokularda kan dolaşımının yaptığı bu görevleri gözde “göz içi sıvısı” denen özel bir dolaşım sistemi yerine getirir. Bu sıvının her iki saatte bir yenilenmesi gerekmektedir. Glokom hastalığında sıvının göze girişinde bir sorun yoktur, ancak gözü terk etmesini sağlayan kanal sistemi bozulmuştur; bu nedenle sıvı gözde birikir ve göz içinde basınç (göz tansiyonu) yükselir.

Görme fonksiyonu için çok önemli bir organ olan gözümüz aslında bir kameradır; asıl görme olayı beyindeki görme merkezinde gerçekleşir. Göz ve beyin arasındaki bağlantıyı sağlayan kabloya “görme siniri” adını veriyoruz. Göz tansiyonu yükselince “görme sinirini” oluşturan hücreler üzerinde ezici ve tahrip edici bir etki oluşturur. İşte göz artmış olan göz tansiyonuna bağlı olarak ortaya çıkan bu sinir hücrelerinin kaybı sonucu oluşan hastalığa “glokom” adını veriyoruz. Zedelenen sinir hücreleri kendilerini yenileyemezler, bu nedenle görme sinirindeki hücrelerin ölümü belli bir süreç sonunda kalıcı görme kaybına yol açar.

Glokoma bağlı olarak gelişmiş olan görme bozukluğunu ne yazık ki düzeltemiyoruz; ancak tanı konduktan sonra tedaviyle sinir kaybının daha ileri aşamaya geçmesini önleyebiliyoruz. Bu nedenle göz hekimi olarak amacımız glokomda olabildiği kadar erken evrede teşhis koymak ve zaman yitirmeden tedaviye başlamaktır.


GLOKOMDA ERKEN TEŞHİS GÖZÜ KURTARIR!


Yükselmiş olan göz tansiyonunun belirtileri nelerdir?


Göz tansiyonu yükselmesi genellikle hiçbir önemli belirti vermeden kalıcı görme kaybı oluşturmaktadır.
Hasar genellikle yavaş geliştiği ve sıklıkla gözlerden birinde daha erken ortaya çıktığı için (diğer gözün etkilenmesi yıllar sonra ortaya çıkabilir, bu nedenle kişi ancak sağlam gözünü tesadüfen kapattığı zaman hasta gözdeki problemi keşfeder) genellikle teşhis gecikir. Göz tansiyonu yüksek olan glokom hastalarının ancak çok azında ağrı ve kızarıklık gibi belirtiler bulunur. Bu nedenle glokom için çok önemli olan erken teşhis ancak sağlıklı bireylere yapılacak tarama muayeneleri ile sağlanabilir.

Kimler glokom açısından risk taşır? 


Yüksek göz tansiyonunun en önemli nedeni genetiktir
. Ailesinde (birinci ya da ikinci derece akrabalar) glokom bulunan kişiler özellikle risk altındadır. Miyop kişilerde glokom sıklığı normal bireylere göre yaklaşık beş kat artmıştır. Genetik olarak miyop ile glokom birlikteliği önemlidir, miyop derecesi arttıkça glokom sıklığı daha da artar. Hipermetrop olan bireylerde de farklı bir glokom türü olan “dar açılı glokom/glokom krizi” görülebilmektedir. Her türlü yoldan (tablet, merhem, burun veya ağız içi sprey ya da göz damlası olarak) kortizonlu ilaç kullanımı duyarlı kişilerde önemli bir göz tansiyonu ve glokom nedeni olabilmektedir. Ayrıca üveit, retina dekolmanı, retinanın kanamalı hastalıkları (şeker hastalığı ve damar tıkanıklıkları gibi) travma ve göz tümörleri gibi diğer göz hastalığı olan kişilerde göz tansiyonu yüksekliği görülebilir.

Glokomun Türkiye’de görülme sıklığı nedir?


Tüm dünyada yaklaşık 70 milyon insanda glokom bulunduğu (dünya nüfusunun kabaca yüzde biri) hesaplanmaktadır. Bunların yaklaşık onda biri (7 milyon kişi) glokom nedeniyle görme fonksiyonlarını kaybetmiş ve kör olmuş durumdadırlar. Ülkemizde çok sağlıklı veriler yoktur, ancak yapılan araştırmalar yaklaşık olarak aynı oranları vermiştir (yaklaşık olarak bir milyona yakın glokom hastası). Yaş arttıkça glokom görülme sıklığı artar; altmışlı yaşlarda %2, yetmişli yaşlarda %5’e çıkar. Her iki cinste eşit oranda görülür (kadın veya erkek ayırt etmez). Her yaştaki bireylerde görülebilir, ancak görülme sıklığı ilerleyen yaşla birlikte artar.

Burada vurgulanması gereken önemli husus hastaların en az yarısının henüz tanı almamış olduğu ve glokomlu olduğunu bilmemeleridir. Bu nedenle glokom hala önemli bir halk sağlığı problemidir.


Göz tansiyonu hangi sıklıkla ölçülmelidir?


Genetik yatkınlığı olan kişilerin çocukluktan itibaren yılda bir düzenli olarak göz tansiyonlarını ölçtürmeleri önerilmektedir. Ailesinde hiç glokom olmayan bireylerin ise kırk yaşından itibaren düzenli olarak iki yılda bir göz tansiyonunu ölçtürmeleri erken tanı için yararlıdır. Miyopların ailede glokom olmasa da erken yaştan (yirmili yaşlar) itibaren yılda bir göz tansiyonunu ölçtürmeleri gereklidir. Burada özellikle miyop derecesi hızlı artan (yılda bir derecenin üzerinde) çocukların da mutlaka göz tansiyonunu ölçtürmesi gerektiğinin altını çizmek istiyorum. 

Göz tansiyonu yüksek olan herkeste glokom ortaya çıkar mı?


Bu soruya hayır yanıtını vermekteyiz, çünkü herkeste muhtemelen yine bazı koruyucu genetik faktörlere bağlı olarak göz sinirindeki hasar aynı hızla gerçekleşmemektedir. Göz tansiyonu aynı değerde; örneğin 24 olan iki kişiden birisinde ileri evre glokom saptanırken diğerinde yıllarca sinir hasarı gelişmeyebilmektedir.

Hipertansiyonlu hastalarda göz tansiyonu yüksek midir?  


Bu soruya da hayır yanıtını vermek doğru olacaktır; çünkü vücudumuzdaki su-tuz metabolizmasını, böbrekler ile kalp damar sistemini ve hormon sistemini ilgilendiren karmaşık bir hastalık olan hipertansiyon ile tamamen göze ait lokal bir hastalık olan göz tansiyonunu birbirinden farklı mekanizmalar belirlemektedir. Glokomu olan bir kişide kontrolsüz hipertansiyon kadar hipotansiyon da görme sinirindeki hasarı ilerletebilmektedir. Bu nedenle glokomlu kişilerde büyük tansiyonun 11 ile 14, küçük tansiyonun ise 6,5 ile 8 arasında tutulması ( küçük tansiyon 6’nın altına düşüyorsa hipertansiyon ilaçları azaltılmalı ya da kesilmelidir) önerilmektedir.

Bilgisayar kullanımı göz tansiyonunu etkiler mi?


Hayır, uzun saatler boyunca bilgisayar kullanan kişilerde göz ağrısı, sulanma gibi belirtiler sık görülür ancak bunların nedeni çok büyük olasılıkla göz tansiyonu yüksekliği olmayıp göz bozukluğu ve göz kurumasıdır ve uygun gözlük ve damlalar ile başarılı bir şekilde tedavi edilirler. Ancak yine de bu bulgular ile gelen hastalarımıza mutlaka göz tansiyonunu ölçerek glokom olmadıklarına emin oluyoruz.                      

Glokom (göz tansiyonu hastalığının) türleri nelerdir?


Erişkinlerde görülen glokom hastalığını “açık açılı” ve “dar açılı” olarak ikiye ayırmak mümkündür. Daha sık görülen (tüm glokomların yaklaşık dörtte üçü) “açık açılı” glokomda sıvının çıktığı kanal sistemi muayene edildiğinde normal (açık) olduğu saptanır, ancak mikroskobik düzeydeki bozukluklar sıvının gözü terk etmesini zorlaştırmakta ve sonuçta göz tansiyonu yükselmektedir. Nispeten seyrek görülen “dar açılı” glokom ise genellikle hipermetrop gözlerin hastalığıdır, nispeten küçük olan bu gözlerde göz içindeki sıkışıklıktan dolayı göz içindeki sıvının göz içinde serbestçe dolaşımı engellenmekte ve sıvının gözü terk ettiği kanallar tıkanmaktadır. Sonuçta sıvı kanallarının tamamen devre dışı kalmasına bağlı olarak göz tansiyonu çok aşırı yükselip (göz tansiyonu krizi) çok kısa süre içinde kalıcı görme kaybı oluşturabilmektedir. Bu tür gözlerde eğer tam olarak kriz yoksa açık açılı glokom hastalarında olduğu gibi hiçbir belirti olmayabilir, bazen göz çevresinde ağrı ya da bir ışık kaynağına bakıldığında renkli haleler görülmesi söz konusu olabilir. Arzu edilmeyen böyle bir durumun ortaya çıkmaması için kriz riski taşıyan gözlerin saptanması çok önemlidir. Bunun için sadece göz tansiyonu kontrolü yeterli olmayabilir, şüphelenilen durumlarda mutlaka deneyimli bir uzman tarafından kanal sistemi özel bir mercekle muayene edilerek (gonyoskopi) riskli bir durum olup olmadığının kesin olarak ortaya konması gerekir.





Glokomda takip nasıl yapılır? Hastalıktan tümüyle kurtulmak mümkün mü?

Glokomlu hastada muayene tamamlandıktan sonra göz tansiyonunu ne kadar düşürmemiz gerektiğini belirliyoruz ve kendimize bir hedef tansiyon değeri seçiyoruz. Daha sonra uygun tedavi ile bu hedef göz tansiyonuna ulaşıldıktan sonra hasta takibe alınır, çünkü kontrol altındaki hastalarda yıllar içinde göz tansiyonu tekrar yükselebilir. Bunun nedeni kanallardaki tıkanıklığın ilerlemesidir. Bu nedenle glokom tanısı konduktan sonra hastanın yaşamı boyunca takibi gerekir. Yılda en az üç kez göz tansiyonu ölçümü ve iki kez de OCT veya görme alanı testi yapılarak takip edilir. Kesin ve kalıcı glokom tedavi ancak gen tedavisi ile mümkün olabilecektir. Ancak bu alanda daha çok fazla yol kat edilmesi gerekmektedir. 

Glokomlu hastanın yaşamı


Göz tansiyonu okumak yazmak ya da gözü kullanmak ile artmaz. Glokomlu hastalar normal kişiler gibi çalışabilir ve yaşamlarını sürdürebilirler. Fiziksel aktivite yararlıdır ve kısıtlanması gerekmez. Yapılan araştırmalar kısa süre içinde aşırı sıvı alınmasının göz tansiyonunu geçici bir süre için arttırabileceğini gösterdiği için aşırı (2 litreden fazla) sıvı tüketiminden kaçınmak ve alınan sıvıyı gün içine yaymak önerilmektedir. Aşırı kilo alımı istenmeyen bir durumdur, dengeli beslenme önerilir, vitamin ve mineral takviyesinin ise yararı kanıtlanmamıştır.

 
Göz Tansiyonu Teşhisi Göz Tansiyonu
Tedavileri
Çocuklarda
Glokom
Göz Tansiyonu Ameliyatları Glokom
Katarakt
Glokom'da Endoskopik
Lazer Tedavisi
Glokom'da (Göz Tansiyonu'nda) Stent Tedavisi
 
Bu sitedeki bilgiler ticari kaygı taşımaksızın bilgilendirme amaçlıdır…
Bu site sağlık hizmeti vermez, bilgiler tanı ve tedavi için kullanılmaz…