BEBEKLERDE VE ÇOCUKLARDA GÖRÜLEN GÖZ TANSİYONU (GLOKOM)


“Glokom hastalığı” yaşamın ilk yılı içinde “2000 ila 5000 bebekte bir” olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu oranın oldukça düşük olduğu ve hastalığın nadir olduğu düşünülebilir, ancak hastalık zamanında tanı konulup uygun tedavisi yapılmadığında kalıcı görme kaybı ile sonuçlanabilmektedir. Hastalık hemen doğum sonrası ortaya çıkabildiği gibi süt çocuğu devresinde yada daha sonra da görülebilmektedir. Erkek çocuklarında daha sıktır. Hastaların dörtte üçünde her iki gözde de hastalık mevcuttur. Ülkemizde güneydoğu ve karadeniz bölgelerinde daha sık görülmektedir.

Niçin göz tansiyonu yükseliyor?

Bebek yada küçük çocuklarda göz tansiyonunun yükselmesinin nedeni göz içindeki sıvının göz dışına çıkışını sağlayan sistemin sağlıklı olarak gelişmemiş olmasıdır. Bu sistemin normal gelişimini doğum öncesinde yada hemen doğum sonrasında tamamlaması beklenmektedir. Ancak bazı bebeklerde bu sistem ya hiç oluşmamakta yada yetersiz işlev görmektedir. Doğumsal anomali ne kadar şiddetli ise hastalık o kadar erken ortaya çıkmaktadır.

Görülme sıklığını yada riskini arttıran bazı durumlar var mı?       

Hastaların sadece onda birinde anne ile babanın akraba olduğu saptanmaktadır. Ancak % 90 olguda böyle bir durum yoktur ve herhangi başka bir aile bireyinde de hastalık saptanmaz. Bu nedenle bütün bebeklerde hastalığın görülebileceğini göz önünde tutmak ve erken tanı koymak için hastalık belirtileri konusunda aileleri bilinçlendirmek durumundayız. 

Hastalığın belirtileri nelerdir?

Doğumsal anomalinin çok şiddettli olduğu bebeklerde hastalığın daha erken ortaya çıkmaktadır. Aynı zamanda yakınmalar da çok belirgindir; bebekte ışıktan yoğun bir rahatsızlık vardır, ayrıca belirgin sulanma, göz çapında büyüme ve bulanıklık gözlenir. Sadece bir gözün tutulduğu durumlarda tanı daha erken konmaktadır. Zamanında tanı konmamış ve ilerlemiş hastalıkta göz küresinde ileri derecede genişleme sonucu “öküz gözü” denilen durum ortaya çıkar. Bu evrelerde genellikle görme yeteneğinde de kalıcı kayıp ortaya çıkmaktadır. Hastalık erken tanı konup uygun biçimde tedavi edildiğinde görme kaybı önlenmektedir. Bu nedenle annne baba bebeklerinin gözündeki ışıktan rahatsızlık ve sulanma gibi yakınmaları ciddiye almaları ve zamanında göz hekimine başvurmaları çok önemlidir.

Teşhis nasıl bir muayene gerekir?

Altı aylık yada daha küçük bebeklerde muayenehanede genelikle göz tansiyonunu ölçebilmekteyiz. Bebeğin beslenmesi bittikten hemen sonra hafif uykuya meyilli iken bu muayene daha kolay olmaktadır. Eğer bebek altı aydan daha büyük ise muayenehanede göz tansiyonu ölçümü çok sağlıklı olmamaktadır, bazen rahatlatıcı ve uyku veren bazı şuruplar yardımıyla ölçebiliyoruz; ama genellikle hastane şartlarında genel anestezi vererek ölçmeyi tercih etmekteyiz. Genel anestezi bize daha detaylı bir muayene imkanı da sağlamaktadır, bu sayede hastalığın nedeni olan göz sıvısının dışa çıkış sistemini özel merceklerle incelemekte, göz çapını ölçerek herhangi bir genişleme yada “kornea” dediğimiz saydam tabakada herhangi bir bulanıklık olup olmadığını ve görme sinirinde herhangi bir hasar gelişip gelişmediğini de saptamaktayız.

Bebek ve çocuklarda görülen göz tansiyonunun tedavisi nasıl yapılır?     

Ameliyat esas tedavi yöntemidir; yetişkin hastalardaki ilk tercih seçeneği olan göz damlalarını bebek ve çocuklarda sadece tedaviye yardımcı olarak yada ameliyata hazırlık amacıyla kullanmaktayım. Ameliyat yaparken de yetişkinlerdeki ameliyat yöntemi yerine farklı bir teknik tercih ediyorum. Bebeklerde ana amacımız iyi gelişmemiş olan sıvı boşaltım sistemine normal işleyişini kazandırmak; bunu iki farklı ameliyat tekniği ile sağlıyoruz; eğer müdahale gözün içinden yapılacak olursa “gonyotomi”, dışarıdan uygulanırsa “trabekülektomi” adını alıyor. Burada şunu özellikle belirtmek istiyorum; cerrahi müdahale teknik olarak erişkinlerde yaptığımız ameliyata kıyasla daha karmaşık aletler, görüntüleme sistemleri, cerrahi beceri ve özellikle deneyim gerektirmektedir. Hastalığın doğumdan hemen sonra ortaya çıktığı, yapısal bozukluğun fazla ve “kornea” tabakasının bulanık olduğu gözler için geliştirdiğim ve yaklaşık 10 yıldır kullandığım “endoskopik görüntüleme yardımıyla gonyotomi” tekniği sadece Türkiye’de değil, dünyada da önemli ilk olma özelliğini taşımaktadır.  

Başarı oranı nedir?

Klasik olarak on yıl önceki tıp kitaplarına bakarsanız bu hastalıkta ameliyat başarı oranının yetişkinlere göre oldukça düşük olduğu yazmaktadır. Bazen meslektaşlarımız da hasta yakınlarını bu şekilde bilgilendirmekte ve ne yapılırsa yapılsın sonucun körlük olabileceğini söylemektedirler. Ancak, ameliyat tekniğinde ve görüntüleme sitemindeki sağlamış olduğumuz gelişme ve yenilikler sayesinde artık hastaların % 90’ında göz tansiyonunun kontrolü başarılı bir şekilde sağlanmakta ve hastanın görme fonksiyonları korunabilmektedir. Bu şekilde ameliyat ettiğim ve şu anda ilkokul yada ortaokul eğitimi gören çok sayıda çocuğum vardır. “Çocuğum” diyorum çünkü bir anlamda öyle oldu, ayrıca hiçbir problem olmasa da yılda iki kez düzenli kontrollerine geliyorlar.
Son olarak söylemek istediğim şudur; ebeveynlerimiz kesinlikle korkmasınlar, yukarıda belirttiğimiz belirtileri olan bebek yada çocuklarını çok geç kalmadan muayeneye getirsinler ve görme yeteneği zarar görmeden tedavilerini yaptırsınlar.